Pazar, Kasım 18, 2007

Facebook ve Eksisozluk



Ekşisözlükü hiç sevemedim. Argo, kabalık ve dayanaksız suçlamalar, mizahın üstüne çıkmış ekşisözlükte. Internethaber gibi haber sitelerindeki yorumlardan da hoşlanmıyorum. Kabalık, şovenizm ve aşırı enaniyetli (benmerkezli) tavırlar yorumların arasında hakim durumda. Bu gibi sitelerin, Türkiye'nin asıl çoğunluğunu oluşturan, uyumlu, akılcı ve ılımlı insanları yansıtamadığını düşünüyorum. Ekonomideki "kötü para iyi parayı kovar" ilkesi gibi bir ilke geçerli bu topluluklarda. Bir kişi kabalık yapınca, eğer bu davranış cezalandırılmıyor ve dışlanmıyorsa, insanların algısı, bu ortamda sert ve kaba olmak gerekir şeklinde oluyor. Bunun sonucunda, ılımlı insanlar ortamı oluşturmaktan uzak kalıyor, meydan kabadayılara kalıyor.

Facebook'a uzun zamandır üyeyim. Internet dünyasını yakından takip etmek istediğim için üye olmuştum, yoksa bu tip sitelerin zaman kaybı olacağını düşünüyordum. Zaman içinde hızla kulaktan kulağa yayıldı. Fakat ben yine de Facebook'taki eğlence amaçlı uygulamalardan uzak kalmayı tercih ettim. Önce ortamın nasıl geliştiğini, hangi davranış kurallarının hakim hale geldiğini gözlemlemek istiyordum.
Henüz oturmuş bir kültür yok, fakat Facebookla ilgili bazı iyimserliklerim var. Bir ara şoven, kimisi nefret eğilimli grup ve mesajların, sürekli kendi kimliklerini herkese beyan etmeye yönelik tavırların, farklılıklara karşı alaycı veya dışlayıcı tutumların arttığını gözlemlemiştim. Bu site de internetteki hoşgörüsüzlük dalgasına kapılacak diye düşünmüştüm. Fakat sonradan gidişatın daha yumuşadığını, tektipçilikten uzaklaşıldığını görmeye başladım. Henüz gelecekte taşların nasıl yerleşeceğini öngöremiyorum. Fakat zannediyorum, Facebook önceki dalgaların aksine, daha çeşitli, özgür ve hoşgörülü bir ortam olabilir. Bunun birkaç sebebi olduğunu düşünüyorum:
1. Ekşisözlük, haber siteleri gibi ortamlarda, insanların gerçek kimlikleri belirsiz. Kimliklerinin gizli olduğunu bilen insanlar gündelik hayatlarından çok daha cüretkar ve kaba davranabiliyor. Facebookta ise tanıdığınız insanlar bulunduğundan, kimse kimseye yaygın bir şekilde hakaret veya kabalık edemiyor.
2. Sanal ortamlardaki "kötü davranışların iyi davranışları kovması"nın sebebi, algılamadaki yanılsamalarla ilgili. Küçük bir grup insan, çok gürültü çıkararak, çok kalabalık olduğu izlenimini verebilir. Bunun gibi, sanal ortamda küçük ve sapkın özellikleri olan bir grup, çok mesaj yazmak ve kontrolü elinde bulundurmakla, ortam kullanıcılarına ortamdaki hakim cereyanın hoşgörüsüz, kaba ve saygısız özellikler taşıdığı yanılsamasını verebilir. Facebookta ise herkese açık ortamlar yerine, arkadaş çemberlerine has ortamlar bulunuyor. Bu yüzden, küçük bir grubun manipülasyon yapması kolay değil. Hoşgörüsüzlük, alay veya tektipçilik içeren bir görüşü kaç kişinin savunduğunu kolayca gözlemleyebiliyorsunuz.
Bütün bunlarla birlikte Facebook'un hala büyük oranda zaman kaybı olduğunu düşünmeye devam ediyorum. Fakat ileride ortamın nasıl gelişeceğine bağlı olarak, fikirlerim değişebilir.


Hiç yorum yok: