Salı, Ağustos 30, 2005

Podcasting: Radyo Webloglari

Internet giderek daha faydalı ve güzel bir hale geliyor. Internetin ilk zamanlarını hatırlıyorum, şimdikine göre ne kadar karışık ve gereksiz şeylerle doluymuş. Altavistayla arama yapardık ve saatler boyunca işe yarar hiçbir şey bulamazdık.

Şimdi Google ile hedeflediğimiz bilgiye çok daha kolay erişiyoruz. Webloglarla web sitesi hazırlama zorlukları ortadan kalktı. del.icio ile link paylaşımı yapıyoruz. Şimdi yeni bir şey daha öğrendim: Podcasting. Bu bir tür radyo weblogu.

Webloglar nasıl yazılı yayıncılığı çok pratik bir hale getirdi, podcasting de bunu sesli yayıncılıkta hedefliyor. Kendim denemedim. Ancak odeo.com adlı bir siteyi buldum. Bunun üzerinde pek çok farklı konuda sesli yayına kolay bir arayüz üzerinden erişmek mümkün. Buna benzer internet radyoları eskiden beri vardı. Ancak webloglar nasıl web sitesi hazırlamayı çok pratikleştirdiyse, podcasting ve odeo.com da aynısını internet radyolarında yaptı.

Kanalları inceleyip, bunların içeriklerine bakmak (tercihen bir rss reader ile) ve bunlardan ilgilendiğiniz konuyu dinlemek mümkün. Yeni yayınlar eklendikçe, site otomatik olarak güncelleniyor.

Bu arada wikipediadaki podcasting yazısı için: http://en.wikipedia.org/wiki/Podcasting

Yazının Devamı...

Proje Yönetiminde Bloglar

Webloglar proje yönetim aracı olarak kullanılabilir. Benim şu ana değin çalıştığım firmalarda, kurum içinde haberleşme sözlü veya emaille oluyordu. Bunlar tabi ki, vazgeçilmez araçlar.

Ancak Webloglar bunların yetersiz kaldığı bazı yerlerde tamamlayıcı olabilir. Söz uçar yazı kalır. Bu bakımdan bazı bilgilerin yazılı olması zaten çok gerekli. Ancak emailler çok dağınık bir haberleşme şekli. Pek çok yerden pek çok mail geliyor. Bunları düzenlemek zor oluyor. Ayrıca maille yürütülen karşılıklı diyaloglar kaybolup gidiyor.

Webloglar çok daha düzenli bir şekilde bilgiyi tutabilir. Ayrıca emaille insanların birbirine göndermek aklına gelmeyen pek çok şey, webloglarda sunulabilir. Mesela, kod parçacıkları veya bir programla ilgili püf noktaları, önemli makalelerin linkleri, durum raporları vs.

Simon Brown adında bir yazılım geliştiricinin kendi projelerindeki weblog deneyimlerini anlattığı bir yazı var: http://www.simongbrown.com/blog/2005/04/07/project_blog_success.html

Yazının Devamı...

Wikipedia: Internetteki Ansiklopedi

Son günlerde internette yaptığım aramalarda, wikipedia'yı sık sık kullanıyorum. Uzun zamandan beri wikipediadan haberim vardı, ancak geleneksel ansiklopediler gibi sözlük ve genel kültür odaklı olduğunu zannettiğimden pek bakmıyordum. Son zamanlarda, Unicode, GIS gibi konularda giriş seviyesinde bilgi edinme ihtiyacı hissettim. Wikipediadan okudum. Çok beğendim.

Internette bir makale aramak uzun ve zahmetli. Makalelerin çoğu giriş seviyesinde olmuyor. Veya konuyu kaynak referanslarla kapsamlı bir şekilde yönlendirmiyor. Ancak wikipedia, hem giriş seviyesinde, hem de kapsamlı bir kaynakça sunuyor.

Yazının Devamı...

Cumartesi, Ağustos 27, 2005

Şirketler Açık Kaynak Geliştirmeden Ne Öğrenebilir?

Paul Graham'ın, Lisp dilinin yazarı, açık kaynak yazılım geliştirme ve bloglama (blogging) ile ilişkili olarak, ticari kurumların ne konularda geri kaldığını yazıyor. Kurumsal şirketlere yönelik, çok ilginç ve güzel eleştirileri var.

Yazı için: http://www.paulgraham.com/opensource.html

Yazının Devamı...

Pazar, Ağustos 14, 2005

Internet Sorunlarım...

Opera en hızlı ve pratik web browser. İnternette en çok onu kullanıyorum. Ancak bazen anlamadığım sebeplerden ötürü, Opera hiçbir siteyi indirmiyor. Sonra Firefox´a geçiyorum. Aynı adresi bu yazılımla giriyorum. Bir süre sonra Opera tekrar çalışmaya başlıyor. Acaba bir bug mı, yoksa benim konfigürasyonumda (ADSL) bir sorun mu var? Internet Explorerla bağlanmayı artık hiç denemiyorum. Bu ikisinin yanında çok hantal ve kullanışsız kalıyor.

Yazının Devamı...

Cuma, Ağustos 12, 2005

Kulaktan Kulağa Pazarlama

Arman Kırımlı´nın "Mor İnek Nasıl Büyüsün" ve diğer kitaplarında kulaktan kulağa pazarlamanın altında yatan mantık çok güzel anlatılmış. Webloglar da bu fikrin en güzel görünebildiği güncel alanlardan biri.

Bilmeyenler için, ana fikri kısaca anlatmaya çalışayım. Alışıldık pazarlamada tanıtım reklama dayanır. Ancak bilgi bombardımanı giderek arttıyor, bu yüzden insanların bir reklamı fark etme ihtimali giderek düşüyor. Ayrıca reklamlar firmaların kendi kendilerini anlattıkları bir ortam. Bu kimseye inandırıcı gelmiyor.

Kulaktan kulağa pazarlamada, başkaları sizin ürünleriniz hakkında konuşuyor. Yeni kişiler ürününüzü deniyor. Onlar da başkalarına anlatıyor. Ürün hakkındaki bilgi, insanlara arkadaş çevresinden geldiği için, inandırıcı oluyor. Eğer ürününüz gerçekten değerliyse, ürün üzerinde konuşmak alışkanlığı, bulaşıcı bir hastalık gibi hızla yayılıyor. Sonunda çok az bir reklamla, çok büyük bir kitleye erişiyorsunuz.

Kulaktan kulağa pazarlamanın altında network (şebeke, ağ) etkisi yatıyor. 10 kişi, ürününüzle ilgili 4 kişiye konuştu diyelim. Eder 40 yeni kişi. 40 kişi, 4´er kişiye daha konuşsun. 160 kişi. Birkaç sefer sonra sayı çok büyük miktarlara erişiyor. Ancak tabi ki, insan nüfusu ve erişilebilir toplumun büyüklüğü bu sayıyı sınırlıyor.

Weblogların konuyla ilgisi şu: Webloglar da reklama dayalı olmadığı halde, bazı webloglara gelen ziyaretçi sayısı günde 1000 kişiyi bulabiliyor. Bu kadar büyük bir kitleye erişmek, tamamıyla insanların birbirine tavsiyesine dayanıyor. Kulaktan kulağa pazarlamayı test etmek için, tam uygun bir ortam.

Şu linkten daha fazla kaynağa erişebilirsiniz: When it Comes to Word of Mouth - Go Deep

Yazının Devamı...

Çarşamba, Ağustos 10, 2005

oDesk: Yeni Bir İş Modeli

İnternette her gün yeni iş modellerine rastlamak çok ilginç. oDesk adlı bir firma, saatine 10-15 $ alıyor ve Rusya, Ukrayna ve Hindistan´daki acentelerine yazılım geliştirtiyor. Ancak işin farklı yönü şu. Yazılımı geliştiren oDesk firması değil. Hatta acenteleri de değil. Kim olduğu önemli değil. oDesk ve acentelerinin rolü, sadece birilerinin satılan saat boyunca bilgisayar başında çalıştığını denetlemek. Denetimlerin sonuçlarını da, müşteriye iletmek (ekran çıktıları ve çeşitli araçlarla).

Bence ilginç bir iş modeli. Ne kadar yaygınlaşır, bilemem. Çok iyi iş üretilebileceğini zannetmiyorum. Ama belki birileri eksiklerini tamamlarsa, çok iyi iş çıkartmak da mümkün olabilir.

Yazının Devamı...

Salı, Ağustos 09, 2005

Blogrolling ile Kolayca Yeni Link Ekleme

Blogrolling ile weblogunuzdaki linklere yenilerini eklemek için, weblogunuzun template koduna girip değişiklik yapmak zorunluluğu kalkıyor. Blogrolling bir javascript kodu üretiyor. Bu kodu linklerinizin görünmesini istediğiniz yere koyuyorsunuz. Blogrollinge yeni linkler eklediğinizde, bu linkler otomatik olarak weblogunuzda görünüyor.

Böylece birden fazla weblogunuz varsa, hepsinde aynı linkleri güncel tutabilirsiniz...

Yazının Devamı...

Pazartesi, Ağustos 08, 2005

Etkili Yazılım Teknikleri

Şu an çalıştığım yazılımda sürekli olarak büyük ve çok sayıda değişiklikler oluyor. Mesela iş akışını baştan aşağı değiştirmem, veritabanı tablolarında ciddi değişiklikler yapmam gerekiyor. Bütün bunlar belirli bir zamanımı almakla birlikte, yine de makul bir zaman diliminde bitiyor.

Hibernate, JUnit, Ant, IntelliJ ve nesne odaklı programlama çok sayıda değişikliği kolayca yapmamı sağlıyor. JUnit, değişiklikleri yaptıktan sonra bir sorun çıktı mı, bunu hemen tespit etmemi sağlıyor. Hibernate, veritabanıyla ilgili değişiklikleri tek bir yerde bitirmemi sağlıyor. Ant ile değişikliklerin sonucunda, yeni build ve deployment işlemleri otomatikleşiyor. IntelliJ, Refactoring fonksiyonları sayesinde, çok sayıda isim değişikliği, metot taşıma, fonksiyon parametrelerinin değişikliği gibi işleri kolayca yapmama yarıyor. Nesne odaklı programlama, her türlü fonksiyonaliteyi (kullanıcı arayüzü, iş mantığı, veri erişimi vs.) değiştirirken, değişiklikleri sadece bir (veya az sayıda) yerden yapabilmemi sağlıyor.

Ancak yine de kaliteli ve hızlı yazılım geliştirebilmek için hala eksikliğini duyduğum pekçok şey var:

Kullanıcı arayüzü ve etkileşimi, MVC ve Façade gibi dizayn kalıplarını uyguladığım halde hala, oldukça zahmetli. Nesnelerin yaşam döngülerini yönetmek zor oluyor. Ya DTO gibi bir anti-pattern (yani temel yazılım ilkelerini ihlal eden yaygın bir çözüm (trick)) kullanmam gerekiyor, ya da birbirinden ayrı kimisi bayat (veritabanından farklı) kimisi yeni (veritabanıyla senkronize) nesnelerle uğraşmam gerekiyor. Javadaki kullanıcı arayüzü komponentleri hala yeterli seviyede değil... Ve böyle pek çok sorun daha var...

Yazının Devamı...

Estetik bir giriş ekranı

Yazılımların giriş ekranları genellikle, boş bir pencereden veya alt alta dizilmiş butonlardan oluşan bir ekrandan oluşuyor. Aslında basit bazı görsel işlemlerle, giriş ekranlarını daha alımla hale getirmek mümkün.

Şu linkte: http://javadesktop.org/images/S23/poderoso/homescreen.jpg Brezilyalı bir yazılım firmasına ait bir yazılımın giriş ekranı görünüyor. Butonları alt alta dizmek yerine az bir çabayla, çok daha etkileyici bir ekran tasarımı elde etmek mümkün.

Yazının Devamı...

Keynote: Gerçek bir verimlilik aracı

Keynote adında bir yazılım var: http://www.tranglos.com/free/keynote.html. Şu ana kadar gördüğüm en yüksek verimlilik araçlarından biri. Eğer şu ana değin notlarınızı, yazılarınızı Word veya Notepadle tutup, daha sonra bunları bulamamaktan yakınıyorsanız, siz de bu yazılımı kullanmalısınız.

Keynote bir metin editörü. Ancak Word gibi düz yazı yazmanızın ötesinde, yazılarını hiyerarşik bir ağaç yapısında tutabilmenizi sağlıyor. Böylece yazılarınızı kolayca sınıflandırabiliyorsunuz. Bütün notlarınızın içinde arama yapmanız mümkün. Çok pratik kısa yollarla, çok hızlı bir şekilde bir nottan başka bir nota geçebiliyorsunuz.

Eğer bir yazılım geliştiriciyseniz -benim gibi- Keynote, kod parçalarınızı saklamanızı ve kolayca bulabilmenizi sağlar. Ayrıca kendi geliştirdiğiniz yazılımlarda hangi kullanım kolaylıklarını sunmanız gerektiği konusunda iyi bir model oluşturur... :)

Yazının Devamı...

Perşembe, Ağustos 04, 2005

Books 24x7, çok iyi bir ekitap sitesi. Ücretli bir üyelikle yüzlerce kaliteli bilgisayar kitabına erişebilirsiniz. Ancak yıllık ücreti 20 $ civarı çok cüzi bir ücret. Linki: http://acm.books24x7.com/home.asp?

Yazının Devamı...